Momo.
Söylemesi bile güzel bu kelime, Micheal Ende'nin en ünlü romanlarından biri.
Roman sınıfına girse de, Momo aslında kulaktan kulağa anlatılan bir masal.
"Momo" ya da diğer adıyla "The Men in Grey" Almanca olarak 1973'te yayınlanmaya başlandı. Daha sonra 1984'te İngilizce olarak yayınlandı.
Son 10 yıldır ise Türkçe ve Korece dahil bir çok dile çevrildi.
Anlatılan bu masal o kadar güzel ki, 1986'da film olarak sinemaya uyarlanıyor. Ardından operaları yazılıyor.
Bir çok insanın "çocuk kitabı" olarak yaftaladığı bu romanı, aslında bu yaftayı yapıştıran sözde "yetişkinlerin" okuması gerekir. Çünkü Momo, gönülden "dinlemeyi" bilen tek kişi gibi gözüküyor.
*
Kitap ne anlatıyor diye sorarsanız;
Momo adında bir kızın, zaman ile sınavı?
Hayır bu çok basitçe olurdu.
Momo, adı belli olmayan bir şehrin eski amfisinde yaşayan evsiz bir çocuk. Günün birinde civarda yaşayanların gelip onunla ilgilenmesi üzerine hepsi ile arkadaş oluyor ve bu kişiler Momo'ya küçük bir baraka yapıyor.
Sık sık bu barakayı ziyaret etmeye başlıyorlar. Çünkü tek istedikleri Momo'nun tatlı sohbetinden bir kaşık kapabilmek. Sohbetten kastım dinlemek olmalı. Çünkü Momo, çok özel bir kız.
Birini "dinlemeyi" gerçekten kalbi ile dinlemeyi biliyor. Böylece bir çok insanın aslında içinde sakladığı duyguları, gerçekleri ortaya çıkarmasına yardımcı oluyor.
Öyle ki, en utangaç insanın bile Momo'nun yanında kendi güveni artıyor. Ya da en sessiz kişi bile Momo'nun yanında şakımaya başlıyor.
Günler böyle geçerken, Türkçe'ye "Duman Adamlar" olarak çevrilmiş Men in Grey denilen garip kişiler şehri ele geçirmeye başlıyor.
Duman Adamlar'ın çok büyük bir sırrı var. Bu adamlar şehri ele geçirdikçe insanlar tuhaflaşmaya, robotlaşmaya başlıyor.
Bu işin arkasını bırakmayan Momo, sevimli Profesör Hora'nın ve bilge kaplumbağa Cassiopeia'nın yardımı ile olayların arkasındaki nedeni öğrenmeye çalışıyor.
*
Kitap, kendi içinde mini mini hikayeleri barındıran büyük bir resim gibi. Herkesin öğreneceği bir şey var. Herkesin gözlerini açacak bir öykü var.
*
Üslup olarak ele alırsam;
Basit bir dille yazılmış olsa da, Michael Ende nerede "nasıl" betimleme yapacağını bilen bir yazar.
Öyle ki, Profesör Hora'nın kahvaltısında kendinizi kaybediyorsunuz.
*
Extra;
Yazar kitabın sonuna okurları için minik bir not bırakmış.
Kitabın nasıl oluştuğunu açıklamış. Okumak için buraya tıklamanız yeterli.
*
Kitaptan minicik bir alıntı;
- Momo, senin yaşın kaç?
- Hatırladığım kadarıyla, ben hep vardım.
*
Momo "kesinlikle" okumanız gereken bir kitap.
Ve olabildiğince insana okutmanız gereken bir kitap.
Dinlemeyi bize öğreten Momo'ya teşekkür ederim.
Kalbiniz satır aralarında olsun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder