10 Mart 2011 Perşembe

Sergi / Çarlık Rusyası'ndan Sahneler


Başlığı ne kadar da "Rus yazarların betimlemelerinin boyanmış versiyonu" olarak yazmak istesem de orjinal ismine sadık kalmak istedim.




4 Kasım'dan beri Pera Müzesi'nin en üst katında kendilerine yer edinen Rus Devlet Müzesi Koleksiyonu'ndan 19. Yüzyıl Rus Klasikleri, kendilerini açığa vurmaktan hiç çekinmiyorlar.
St. Petersburg‘daki Rus Devlet Müzesi'nin zengin koleksiyonundan seçilen başyapıtlar; çalışma ve yoksulluk, çocukların dünyası, halk eğlenceleri, savaş ve ölüm ile kentsoyluları konu alan sahnelerle devrime kadar yaşamın her alanından kesitleri yansıtıyor.

Realist olarak adlandırılan bu yapıtların, tarihin o dönemini mükemmel sade betimlemeler ve harika bir karakter psikolojisi incelemesiyle başarabilen ünlü Rus yazarlarının yapıtları ile benzerlikleri su götürmez bir gerçek.
Kullanılan boyalar kelimeler, tuval ise boş bir kağıt...

Asansör ile çıktığımız beşinci katın girişinde bizi İlya Repin selamlıyor "İşte Enginlik" ile.
İtiraf etmeliyim ki, sergide gözlerimi üstünden alamadığım 3 resimden biridir.



"Repin bu eseriyle halka olan inancını kaybeden Rus liberal entelektüellerine sesleniyordu. Eserde, çağdaşları fırtınaya tutulmuş genç kız ve delikanlı olarak gösteriyordu. Stasov bu eser için, "büyük güçlükler karşısında bile cesur beklentilerini ve mutlu ümitlerini yitirmeyen Rus gençliğini betimlediği yorumunu yaptı."
- Pera Müzesi Sergi Notlarından -


- İşte Enginlik -

Bana kalırsa tablonun karşısında bu kadar takılmamın sebebi ENGİNLİK idi. Az renk, yoğun anlatım ve duygular! İşte enginlik! Gördüğüm ise kalbinin derinliklerini sadece "o" kişiye açan bir delikanlı idi.
Repin'in anlatımı ise tek kelime ile muhteşemdi.

İte Enginlik'in sol tarafında ise yine bir Repin muhteşemliği duruyordu. Genç bir bedenin umudunu somut olarak doğrudan yansıtan Volga Kıyısında Burlaklar adlı tablosu.

Tabloda paçavralar içerisinde tokluk için verilen mücadeleyi ve Rusya'nın yeniden yükselişini tarif eden genç adamın ayalanışını görüyoruz. Sergi notlarında, tablonun odak noktası olması için genç adamın yırtık kıyafetinin kırmızı resmedildiği belirtiliyordu.
Benim en çok şaşırdığım ise o kumsala gitmeyi nasıl bu kadar basit buluşum.


- Volga Kıyısında Burlaklar -


İşte Repin'i kendi ağzından dinleyin;




Serginin sağ tarafına doğru ilerledikçe, 19.yy'ın Rus Çarlığının büyük edebi kesiminin portreleri çıkıyor karşınıza. Puşkin, Tolstoy ve nicesi.
Bunu nasıl yapabiliyor, nasıl böyle anlatabiliyor dediğimiz adamların gözleri ile buluşuyor gözlerimiz.

- Tolstoy -


Biraz daha sağa doğru ilerlediğimizde çarlığın sosyal yaşamına tanıklık ediyorsunuz. Festivaller, panayırlar, basit bir sokaktaki günlük hayat ya da oğlunu askere uğurlayan ailenin hüzün tablosu...

Bir kutlama içerisinde olan sokağa girmek üzerindeymişsiniz hissi veren bu resimde incelenmesi gereken o kadar çok ayrıntı vardı ki. Her bir bireyin kendi personasını bulduğu bu resimde, yine her bir bireyin düşüncelerini, savaş endişelerini yansıtan yüz ifadeleri incelenmeye değerdi.

- Maslenitsa Bayramı’nda St. Petersburg’da Admiralteyski Bulvarı (Konstantin Makovsky) -


Ya da, her ne kadar Dickens romanından çıkma bir sahneye benzetsem de burada olduğu gibi;




Serginin "Çocukların Dünyası" adlı kısmında ise, çocukların nasıl idealleştirildiği görülüyor.

Çocukların 18.yy'a kadar resim sanatında fazla yer etmemesi dikkate çarpsa da, buradaki işleniş biçimi tamamen toplumsal gerçeği gün yüzüne çıkarmak olduğundan, sanırım bu yer etmeme konusu hala geçerliliğini koruyor sayılabilir. Teorik olarak.

Bu bölümün en dikkat çekici eseri Nikolay Bogdanov'un "Okul Kapısında" adlı eseri.
Yoksul bir yetimin eğitim görülen sınıfa dışarıdan hüzün ile bakması betimlenmiştir.


- Okul Kapısında -


Aynı sırada yeni bir üyenin getirdiği bir mutluluğun fotoğraflanmışçasına betimlenmesini görüyoruz. O kadar canlı renkler vardı ki, her an o yatak cibinliğine dokunabilirim gibi hissettim. Resim olduğunu tamamen unuttum.


- Yeni Doğan (İvan Pelevin) -


Serginin diğer kısmında evlenme olgusu ve Şişkin'in doğa manzaraları yer alıyordu.
Şişkin için söyleyebileceğim tek şey; bu adam nasıl bu kadar gerçekçi manzaralar resmedebiliyor?
Manzara resimlerinin amacı budur zaten, sözünü duymadan önce söyleyeyim, o ağacın yaprakları arasında süzülen güneş ışığına dokunmak istiyorsunuz! Bu nasıl mümkün olur?
Tabi ki bu onun yıllar boyunca sürdürdüğü çalışmalara bağlanabilir ama yetenek göz ardı edilemeyecek biçimde parlıyor.

Şişkin'in kendi ağzında doğa manzaraları;




Şişkin'den bir kaç manzara resmi;









Bilgiler;
Pera Müzesi Taksim-Meşrutiyet Caddesi'nde. TRT binasının tam karşısında.
Pazartesi günleri kapalıdır ve çarşamba günleri ise öğrencilere bedavadır.
Giriş;
Öğrenci: 5 lira
Tam: 10 lira

20 Mart'a kadar yerini koruyacak sergi mutlaka ama mutlaka görülmeli!

credict: Bazı resimlerin isimlerini unutmuştum, "Küp Şekerden Düşgen" adlı blog'taki yazıdan resim isimlerini aldım. Kendisine teşekkür edip, credict'i belirtiyorum.

- Ganbatte!
^.^